CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın kızı ve eski milletvekili Nilüfer Gürsoy için Meclis’te düzenlenen cenaze töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dünkü kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada yeni hükümet sisteminde “erken seçim” kavramının olmadığı, Türkiye’nin önünde 4 yıllık seçimsiz dönem bulunduğu, muhalefetin sahte gündemlerle kendi içindeki bilek güreşini perdelemeye çalıştığı yönündeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine Özel, şunları kaydetti:
“Erken seçimle ilgili Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı teknik değerlendirme doğrudur. Çünkü erken seçim diye bir şey söz konusu değil, seçimlerin yenilenmesi ya kendi kararıyla olur, o durumda bir daha aday olamıyor, ya da Meclis’te 360 milletvekili kararıyla olur. O durumda geçen sefer YSK’nın verdiği kararla bu dönemi ikinci dönem kabul edildiği için son bir kez aday olabiliyor. Meclis’in karar alması durumunda seçimler yenilenebilir. Bu ne zaman olsun derseniz, bizce yarın karar alalım, 2 ay sonra hemen seçim olsun ama kendisinin yaptığı teknik değerlendirme ne kadar isabetliyse siyasi değerlendirme de o kadar isabetsizdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “4 yıl seçim yok, herkes hesabını buna göre yapsın” dediğine işaret eden Özel, “Seçim yok diye asgari ücrete zam yok, en düşük emekli maaşı 10 bin lira. Geçen sene asgari ücrete 3 ayda bir zam yapmayı konuşanlar, şimdi ‘Bu maaşla 6 ay daha geçinsinler’ diyor. Bugünkü 17 bin lira, ocak ayındaki 13 bin liraya denk geliyor. 17 bin lira sen al bakalım, hesabını buna göre yap. Böyle bir hesap olmaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Tüm kesimlerin sıkıntı içinde olduğunu dile getiren Özel, seçim senesi parayı bol bol dağıtıp sonra 4 sene millete ızdırap çektirmenin, acı reçete içirmenin savunulabilir bir tarafı olmadığını söyledi. Özel, “Biz hesabımızı kitabımızı millete göre yapıyoruz. Eğer sen asgari ücrete zammı vermezsen, geçim olmazsa seçim olur diyoruz. Ben demiyorum meydanlar seçim diye bağırıyor. Seçim yok diye siz onları geçinemez bir halde bıraktınız. Meselenin özü budur.” diye konuştu.
Erdoğan’la yaptığı görüşmede 4 ana başlığı ve çarelerini, ülkede demokrasi yönünden atılması gereken adımları söylediğini anlatan Özel, şunları paylaştı:
“Milletin sıkıntılarına bir nebze olsun çare olabilecek adımlar atılırsa, ben söyledim, 31 Mart seçim sonuçlarını gerekçe yapıp ‘Ben birinci partiyim, haydi seçim’ demeyeceğim. Ama millet isterse ne yapalım. Senin zam yapmadığın emekli, ürününü değerinde almadığın çay, buğday üreticisi isyan ediyorsa bizim ne günahımız var. Tek günah sizin. Türkiye’nin dört bin yanı yoksulluktan perişan olmuşken bu kadar duyarsız olunmaz. Biz hesabımızı, millet neye göre yapıyorsa ona göre yapacağız.”
CHP’nin Sinan Ateş davasını yakından takip ettiğini belirten Özel, Başkentin ortasında bir Ülkü Ocakları önceki genel başkanının cenazesinin siyaseten durduğunu ifade etti.
CHP Genel Başkanı Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ortağın ellemedi diye ellemiyorsun, oraya adalet götürmüyorsun, sonra da muhalefeti suni gündem yaratmakla… Sinan Ateş suni gündemse, yoksulluk, işsizlik suni gündemse nedir senin gündemin, söyle senin gündemini konuşalım. Biz vatandaşın, milletin, halkın gündemini konuşmaya devam edeceğiz. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Üslubumuzu bozmayız, hakaret etmeyiz. Şimdi nasıl döndünüz, normalleşme diyorsunuz. Çünkü görüyorlar ki onlar vatandaşa zulmettikçe muhalefette yumuşama olmaz. Hiç öyle bir şeye niyetimiz yok. Vatandaşın gündemi neyse benim gündemim o. Benimle istedikleri kadar kavga etmek istesinler, ben vatandaşın kavgasını vereceğim.”
TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin soru üzerine Özel, açıklanan verilere göre asgari ücretin şu ana kadar 3 bin 850 lira erimiş durumda olduğunu aktardı.
Özgür Özel, şöyle devam etti:
“‘Yarından itibaren düşecek’ diyorlar. Sanki petrol bulundu, maden bulundu, altın bulundu da düşecek. Geçen sene bu sıralarda aylık enflasyon çok yüksekti. Bu ay yine yüksek ama baz etkisiyle gelecek aydan itibaren biraz düşüş görülecek. Vatandaşı kandırmaya çalışıyorlar. Baz etkisini, vatandaşı yolunacak kaza çevirmişler, kaz etkisi gibi anlatmaya çalışıyorlar. Geçen seneki ağustos verisi çok daha yüksekti, bu sene ağustos biraz daha düşük gelecek diye ‘dezenflasyon süreci başladı’… Enflasyon artı olduğu müddetçe hayat pahalılığı artıyor demektir. Fiyatların düşmesi için eksi enflasyon lazım. Siz yüzde 12’lerdeki enflasyonu, sırf seçimde tüketici güven endeksi artsın diye yüzde 80’lere kadar getirdiniz. Bugün Türkiye AK Parti’nin kıl payı da olsa bir seçim daha kazanmak için ülkeye yaptığı kötülüğün bedelini ödüyor. Enflasyonla ilgili alınması gereken gerçek tedbirler yerine suya sabuna dokunmayan, sadece vatandaşa kemer sıktıran tedbirler alınıyor. Bunun cezasını da ceremesini de siyaseten Cumhur İttifakı çekecek.”